Altın ile ilgili olarak birinci bölümde kimyasal yapısından bahsedilecektir.ikinci bölümde ise altının 7000 yıllık tarihine kısaca değinilmiştir.Üçüncü bölümde ise günümüzün modern ekonomisinde altın talebi ve arzı hakkında bilgiler verilmiştir.Bu sayede altın talebi ve arzının fiyat oluşumundaki etkisinden bahsedilmiştir..Dördüncü bölümde ise 18. Yy’dan itibaren altının uluslararası ekonomi üzerindeki etkisi,altın ile ilgili regülasyonlar ve altın fiyatlarının krizler,spekülasyonlar ile ilgili olan ilişkisine değinilmiştir.Beşinci bölümde ise yatrımcıların dikkat etmesi gereken konular hakkında uyarılar bulunmaktadır.
- Altının Yapısı
Soy metallerin 1A grubunda bulunan altının periyodik cetveldeki kısaltması olan Au latince Aurum ; ışıldayan, parlayan anlamına gelmektedir.Altını diğer metallerden avantajlı kılan başlıca özellikleri arasında ; asitlere karşı duyarlılığı, korozon direnci, oksitlenme ile sülfürleşme direnci ve diğer metallerle kolayca alaşım oluşturabilmesi gelmektedir.Yer kabuğunda ortalama olarak 0.0035 gr/ton altın cevheri bulunduğu hesaplanmaktadır.Bu hesaplama ile birlikte işletilmek istenen altın yatağındaki altın oranının ,yeryüzündeki herhangi bir yerden 300 kat daha fazla altın içermesi gerekmektedir. (Duyar ,2010)
Altın parlak sarı rengi ile beraber göz alan,ışıldayan ağır bir metaldir.Elementin kararlı yapısı diğer elementler ile kolayca tepkimeye girmesine engel olmaktadır.Bu sebepten dolayı altın paslanmaz, donuklaşmaz ve kararmaz.Altın saf halde iken kolayca şekil verilebilen bir yapıya sahiptir.
- Altının Tarihçesi
Altın cevherinin ilk bulunuşunun M.Ö 5000 ’lere kadar gittiği iddia edilmektedir.Mısırlılar bilinen ilk altın üreticileridir. Altın Mısır’da ilk olarak firavunlar için süs eşyası yapımında kullanılmıştır.Daha sonraları ısıtma yöntemleri ile altını daha kolay işlemeye başlayan Mısırlılar altını takma diş olarak da kullanmışlardır.Her ne kadar Altını mücevher olarak ilk kullanan uygarlığın Asurlular olduğu düşünülse de M.Ö 5000 ‘li yıllara ait olarak Truva bölgesinden çıkarılan altın takılar bu madenin mücevher olarak kullanımın Neolitik çağa kadar geriye gittiğini göstermektedir.
Tarihin erken dönemlerinde insanlar kendileri için gerekli olan malları ellerindeki ürünleri takas ederek elde etmişlerdir.Altının bu anlamda para benzeri olarak kullanıldığı ilk uygarlık ise yine Mısırlılar olmuştur.Hatta o zamanlarda ki takas oranına göre bir ons altın iki buçuk ons gümüşe eşit sayılmaktadır.
Tarihte Altın para basan ilk uygarlığın ise M.Ö 610 yılına dayanan geçmişi ile Lidyalılar olduğu düşünülmektedir.Çin’de üretilen ilk Altın paranın tarihi ise M.Ö 600 yılına aittir.Bunu izleyen dönemlerde ise Roma İmparatorluğu en önemli altın üreticisi devlet durumuna gelmiştir.
Değişim ve mübadele aracı olarak kullanılmaya başlanan para için teraziler kullanılmaya başlanmıştır.Altını ölçmek için her zaman bu aletler bulunamadığından altını döverek, yassılaştırarak bir standart oluşturulmaya çalışılmıştır.Buna rağmen dolaşımda binlerce altın para çeşidi olmuştur.Bu durum hileli para basımının önünü açmıştır.Bu sorunların üzerinden gelmek için ise altın para basımı dönemin hükümdarının yetkisine ve sorumluluğuna bırakılmıştır.Bilinen ilk altın standardı ise ¾ oranında Altın ve ¼ oranında gümüş kullanan Lidyalılar tarafından oluşturulmuştur.
Altının para olarak basılması ve kullanılması ile toplumların arasındaki ticaret gelişmeye başladı.M.S 12.yy civarında Venedik zamanın en büyük altın pazarı konumuna ulaşmıştır. M.S 16. yy’da İspanya Kralı Ferdinand ise kaşifleri ülkeye altın getirmeleri için yollamıştır.Kuzey ve Güney Amerika’nın keşfi ile sonuçlanan bu olaylar İnka,Maya ve Aztekler için ise sonun başlangıcı olmuştur.
Adam Smith ise Milletlerin Zenginliği kitabında dönemin Londra’sında altın paranın satın alma gücüne bakarak gümüş katılma oranları üzerine çeşitli tahminlerde ve hesaplamalarda bulunmuştur. 1717 yılında ise Londra Darphane amirliği yapan Isaac Newton altın fiyatlarını sabitlemiş ve bu durum 200 yıl boyunca devam etmiştir.1823 yılında Kuzey Carolina Birleşik Devletlerde ki ilk altına hücuma sahne oldu.1848 yılında ise Californa’ya aynı sebeple insanlar akın etmeye başlamıştır.1850 yılında Avustralya’da 1886 yılında ise Güney Afrika’da ilk kez altın bulunmuştur.1898 yılında ise 19.yy’ın son altına hücumu Alaska’ya doğru gerçekleşmiştir.
Son yüz yılımız da dahi olmak üzere altın , yaklaşık 7000 yıl boyunca insanların hayatının önemli bir parçasını oluşturmuştur.Endüstriyel,yatırım,mücevher veya merkez bankası rezervlerini oluşturan altının keşfi ve kullanımı insanlık tarihi için çok önemli bir ekonomik ve tarihi bir olay olmuştur.
- Altının Modern Ekonomideki Yeri
Altının modern ekonomilerdeki kullanım alanları,ticaret ve finans piyasasındaki işlevlerini anlamak 18 yy. sonrasında uluslararası ticaret hayatında altının yolculuğu için bizlere birçok ipucu vermektedir.
3.1- Altın Arzı
Altın fiyatlarının oluşmasında her mal ve hizmet piyasasında olduğu gibi arz ve talebin eşitlendiği denge noktası söz konusudur.Altın arzına göz attığımızda altının piyasaya 3 şekilde arz edildiği görülmektedir..Bunlar madenden çıkarılan ,hurda altının işlenmesi ile piyasaya verilen ve merkez bankalarının rezervlerindeki altını piyasada satmasıdır.Aşağıda verilen şekil ve çizelgeler altın arzının büyüklüğü ve fiyatların tarihi seyri ile bizlere altının serüveni hakkında ipucu vermektedir.
Şekil 1. Dünya Altın üretimi (ton bazında )
Kaynak : http://goldratefortoday.org/gold-charts-rates-prices/
Şekil 1’de 1900 yılından itibaren dünyadaki altın arzında meydana gelen değişim görülmektedir. Altın üretimi 1900’lü yıllarda yıllık 300 ton civarında iken hem altın standardının terkedilmesi hem de madencilikteki ilerlemeler sayesinde yıllık 2500 ton civarına kadar yükselmiştir.
Çizelge 1. 1994 – 2012 Dünya Altın Arzı ( Ton )
Kaynak: Gold & Precious Metals
Çizelge 1’de Dünya altın arzını oluşturan bütün unsurlar toplu olarak gösterilmektedir.Çizelgeye göre maden üretiminde yüksek bir artış olmamasına rağmen merkez bankaları 1994 – 2009 yılları arasında altın rezervlerini azaltmıştır.Küresel kriz ile beraber merkez bankalarının satışları durmuştur.Küresel kriz ve altın fiyatlarındaki artışa bağlı olarak Hurda altın miktarı arz artışına sebep olmuştur.Bu çizelgede üreticinin hedgesi maden firmalarının gelecekteki üretimlerinde zarardan korunmak için aldıkları pozisyonları ifade etmektedir.
Madencilik
Altının piyasaya arzının büyük çoğunluğu madenler sayesinde yapılmaktadır.Dünyada altın bulunan 19.400 adet bölge keşfedilmiştir.Bu madenlerden sadece 400 tanesi aktif olarak işletilmektedir.Coğrafik olarak altın üretimi kıtalar arasında dağınıklık göstermektedir.Çizelge 1’de de görüldüğü üzere şu anki üretimin %40’ı Güney Afrika, Rusya, ABD ve Avustralya’da yapılmaktadır.Son on yılın 2 yılında üretilen altın miktarı Orta Çağ’da 1000 yılda çıkarılan altın miktarına eşittir.Her ne kadar teknoloji ilerlemiş olsada 1 ton kayadan ortalama 1 gr altın çıkarılmaktadır.
Çizelge 2. Ülkelere Göre Altın Üretimi
Kaynak: Gold & Precious Metals
Çizelge 2’de görüldüğü gibi Dünya’da 2001 yılında altın maden sektörünün en yoğun olduğu yer Güney Afrika iken Çin bu koltuğu yakın zamanda devralmıştır.
Şekil 2. Dünyanın Başlıca Altın Üreticilerinin 2012 yılı Üretim Miktarları
Kaynak: Gold & Precious Metals
Şekil 2’de görüldüğü üzere Dünya’nın ilk 3 altın üretim şirketi Barrick Gold,Newmont Mining ve Anglogold Ashanti’dir.Bu 3 büyük maden işletmecisinin 2012 yılı altın üretim toplamı 16 milyon ons civarındadır.Listedeki altın üreticileri arasında tek Türk firması ise Koza Altındır.
Hurda Altının Geri Dönüşümü
Hurda altın, önceden mücevher olarak işlenmiş altının geri dönüştürülmesinden elde edilmektedir.Hurda altın kaynaklı arzın çoğunluğu , ilk önce mücevher olarak işlenen altının eritilip külçe haline getirilmesi ile meydana ortaya çıkmaktadır.Endüstriyel ürünlerin geri dönüşümü ise hurda altın kaleminin küçük bir bölümünü oluşturmaktadır.2002 yılında 874 ton hurda altın geri dönüştürülüp arz edilirken 2011 yılında bu rakam 1661 tona yükselmiştir.Altın fiyatlarının yükselmesi ile yastık altı altınlarının nakite çevrilmesi bunun en büyük sebebidir.Artan altın fiyatları ile beraber Türkiye 2011 ve 2012 yılları için altın ithalatçısı konumundan altın ihracaatçısı konumuna geçmiştir.
Merkez Bankası Altın Rezervleri
Altın stoğuna bağlı para basma sınırlamasının kalkmasından beri ülkelerin merkez bankaları çeşitli makroekonomik sorunlara karşı ellerinde “Uluslararası rezerv” tutmak istemektedirler.
Çizelge 3. En Yüksek Altın Stoğuna Sahip ilk 20 ülke ( Ton Bazında )
Çizelge 3’ e göre ABD merkez bankası dünyanın en büyük altın rezervine sahiptir.1900’lü yıllardan beri Amerika bu konuda ki birinciliğini korumaktadır.Değişim miktarlarında da görüldüğü üzere merkez bankaları altın rezervlerine pek dokunmamaktadır.
Merkez Bankaları neden altın stok eder? Bu soruya birçok cevap vermek mümkündür.Geçmişten günümüze altının iktisadi hayattaki seyri merkantalizm gibi değerli madenlerin yurtdışına çıkarılmasına karşı çıkarak ülkenin refah seviyesini arttırmayı amaçlamıştır.Günümüzde ise merkez bankalarının altın rezervi bulundurma sebebi aşağıdaki açıklanmıştır.
Birçok ülke de ellerinde Dünya tarafından güvenilir para birimlerini veya altını rezerv olarak biriktirir. Bunun bir çok nedeni olabilmektedir.
- Türkiye gibi ülkeler dış borç krizlerine karşı veya 1978-1979 döneminde yaşanan ithalat krizine benzer krizlere karşı önlem olarak
- Çin,Japonya gibi dış ticaret fazlası veren ülkeler kendi para birimlerinin değerini düşük tutabilmek için uluslararası rezerv tutmaktadırlar ve bunu altın ile yapmaktadırlar.
Parasal genişleme veya daraltma politikaları uygulamak isteyen ülkeler altın alış veya satışı bazen de altın tutmanın maliyetini azaltmak isteyen ülkeler altın satışı yapmaktadırlar.
Şekil 3.Merkez Bankası Altın Rezervleri
Kaynak: Gold & Precious Metals
Şekil 3’te görüldüğü üzere 2009 yılına kadar merkez bankaları ellerindeki altın rezervlerini azaltmıştır.Küresel finans krizi itibari ile merkez bankaları altın rezervlerinde net artışlar yaşanmıştır.
- Altın Talebi
Altının mücevher yapımı, endüstri ürünleri için hammadde ve spekülatif yatırım aracı olarak talep edilmesi dünya altın talebinin büyük çoğunlunu teşkil etmektedir.Küresel Finans Krizine kadar altın talebinin çoğunluğunu mücevher ve süs eşyaları talebi oluşturmaktadır.Küresel Kriz ve yatırımcıların güvenilir yatırım limanları araması tarihsel olarak değer saklama aracı olarak kullanılan altının tekrardan gözde emtia olmasını sağlamıştır.
Çizelge 4. 1994 – 2012 Dünya Altın Talebi ( Ton )
Çizelge 4’te görüldüğü üzere dünyadaki toplam altın talebi %33 civarı artmasına rağmen altın fiyatları %600 artmıştır.Fiziksel talep gerilemesine rağmen merkez bankasının alışları ve hedge fon alışları 2008 yılı itibari ile fiyatların hızlıca yükselmesine sebep olmuştur.
Mücevher Talebi
Dünyada çıkarılmış olan altın rezervinin %49’u yaklaşık 84.000 ton altının mücevher olarak kullanıldığı düşünülmektedir.Yüzyıllardır zenginlik sembolü olarak kullanılan altın takı,mücevher ve eşyalar ile altının mücevher olarak talebi altına olan talebin en büyük kaynağı olmuştur.Genellikle Hindistan ve ortadoğu ülkelerinin mücevher talebine ek olarak son yıllarda Çin’in altın mücevher satışları önemli ölçüde artmıştır.2012 yılında Hindistan yıllık 600 ton,Çin 500 ton, İtalya 78, Türkiye 75 ton ile mücevher için başlıca altın talebinde bulunan ülkelerdir.
Endüstriyel Talep
Altın özellikle elektronik ürün , optik malzeme imalatı ve kimya sanayinde kullanım için talep edilmektedir.Altının kendine özgü ve diğer elementlerden farklı kimyasal yapısı altının yüksek fiyatlara rağmen talep edilmesini sağlamaktadır.Kohezyona karşı dayanıklılığı,oksitlenmemesi ve süper bir iletken olması sayesinde elektronik temelli endüstri ürünleri için talep edilmektedir.Endüstriyel talep toplam altın talebinin %15 ile %20 civarını oluşturmaktadır
Yatırım Amaçlı Talep
Altının yatırım amaçlı talep edilmesinin birçok nedeni olmakla beraber makroekonomik sebepleri şöyle sıralanabilmektedir;
- Küresel Enflasyon Endişeleri
Özellikle 2000 ‘lerden başlayarak 2008’de hız kazanan genişletici para ve maliye politikaları ile beraber ham petrol fiyatlarınında yükselmesi dünya üzerinde enflasyonist bir baskı yaratmıştır.Her ne kadar gelişmiş ülke ekonomilerinde deflasyon ve talep yetersizliği olsada düşük faizle borçlanan sıcak paralar gelişmekte olan ekonomilere akmıştır.Bu sıcak para gelişmekte olan ülkelerde faizleri düşürmüş ve talep patlamalarına yol açmıştır.Oluşan talep fazlası küresel anlamda enflasyonist baskı yaratmaktadır.Bretton Woods’tan 1970 Stagflasyon krizine kadar 35 dolar’da sabitlenen altın fiyatı bu süre içerisinde ki enflasyon farkını daha sonra telafi etmiştir.Tarihsel olarak yüzyıllardır altın enflasyona karşı bir korunma aracı olmuştur.
- Kur Savaşları
Gelişmiş ülkeler ekonomilerini canlandırmak ve ihracatlarını arttırmak için kur savaşları yapmaktadırlar.Japon Yeni , Dolar ve Euro arasında çıkan bu mücadelede yatırımcılar kur savaşlarından etkilenmemek adına altın talebinde bulunmaktadırlar.
- Global Likitedeki Gelişmeler
Milenyumun başından itibaren uygulanan genişletici para ve maliye politikaları 2008 Küresel Finans Krizi ile devasa boyutlara ulaşmıştır.Japon Merkez Bankası (BOJ)’ nın, Avrupa Merkez Bankası (ECB)’ nin ve Amerikan Merkez Bankası (FED)’ in başını çektiği bu politikalar ile piyasaya düşük faizle para enjekte edilmiş ve parasal tabanlar genişletilmiştir.2008 yılını baz aldığımızda İngiltere Merkez Bankası’nın parasal tabanı 5 misli, Amerika’nın 4.5 misli , Japonya’nın 3 misli ve Euro grubunun ise 2 misli artmıştır.Bu genişleme ile beraber düşük faizle alınan paralar emtia piyasalarına akmıştır.Altın 2011 yılında 1922 dolar ile en yüksek fiyatını gördüğünde global likitedeki gelişmenin en büyük etkili değişken olduğu düşünülmektedir.
- Krizler,Spekülasyonlar,Savaşlar ve Altın
19 yy. İlk Altın Standardı
1821 yılında ilk olarak İngiltere’de altın standardı uygulanmaya başlanmıştır.ilk altın standardına göre ülkenin para birimi belli bir miktar altına bağlanmıştır.Ülke merkez bankası veya darphanesi de bu standarta göre para basabilmektedir.Buna göre ülkenin elinde ne kadar altın rezervi var ise buna eş büyüklükte banknot basabilmektedir.Ülke darphanesi verilen oran üzerinden banknotun karşılığında ki altın miktarını isteyene sunmak zorundadır.İlk olarak İngiltere sonra Almanya ve 1900 yılında Amerika bu standardı terk etmiştir.Bretton Woods’tan 1971’e kadar ise Amerika elindeki altın stoğuna göre para basmaya devam etmiştir.Amerikanın bu sistemi terk etmesinden sonra altın karşılığı para basan ülke kalmamıştır.
İkinci Dünya Savaşı, Bretton Woods ve Altın Standardı
Adolf Hitler’in dünyayı İkinci Dünya Savaşı’na sürüklemesi sonucu ekonomiler çok ciddi kayıplara uğramıştır.İkinci Dünya Savaşının bu etkilerini kısa sürede atlatmak isteyen birçok ülke Amerika’nın liderliğinde liberal ekonomik sisteme geçiş yapmıştır.
Dünya finans ve ticaret piyasasını hareketlendirmek ve düzenlemek üzere yeni sistem arayışlarında bulunulmuştur.Bu araştırmalar neticesinde Temmuz 1944’te ABD’nin New Hampshire eyaletinin Bretton Woods kasabasında imzalanan “Uluslararası Para Anlaşması” ile uluslararası ödemelerde kullanılacak yeni bir sistem geliştirilmiştir.Anlaşma öncesi ise İngiliz ve Amerikalılar iki farklı plan öne sürmüşlerdir.Bunlardan İngiliz planı John M. Keynes,Amerikan planı ise Harry D. White tarafından hazırlanmış ve Amerika’nın önerdiği White planı kabul edilmiştir.
Bu plana göre;
- Anlaşmaya katılan ve parasınıaltına dönüştürülebilir yapmayı kabul eden her ülkenin parasının değeri dolara endekslenmiştir.O dönemde de dolar altına dönüştürülebilen tek para sistemidir.. Anlaşma ile 1 ons altın = 35 dolar ya da 1 dolar 0,88867 gr. altın olarak belirlenmiş ve ABD ‘de talep olduğunda aldığı doları bu rakamlar üzerinden altına dönüştürmeyi taahhüt etmiştir.
- Anlaşma, ancak çok özel ve düzeltilmesi olanaksız parasal dengesizliklerde , herhangi bir ülkeye parasının dolara karşısındaki değerini devalüe ve revalüe imkanı tanımıştır.Bu oranlar en çok % 10 dur.
- Ekonominin yapısından ve dengesizliğinden kaynaklanacak değişimler de oran %10’u aşacaksa bu durum IMF’nin iznine bırakılmıştır
Bu sistem 1971 yılına ABD’nin parasını altına endekslemesini terk etmesine kadar sürmüştür.
1970 Stagflasyon Krizi,Arap – İsrail Savaşı ve Petrol Ambargosu
Stagflasyon ; resesyon ile enflasyonun aynı anda yaşandığı makroekonomik duruma verilen addır.Ekonomideki işsizlik oranı artarken fiyatlar genel seviyeside yükselmektedir.
15 Ağustos 1971’de ABD Bretton Woods anlaşmasından çekildiğini açıklamıştır.Doları dalgalanmaya bırakmıştır.ABD’den sonra İngiltere’de Pound’u dalgalanmaya bırakmıştır.Bretton Woods ile para birimlerini dolara ve dolayısı ile dolar üzerinden altına bağlamış olan ülkeler de benzer yolları takip etmiştir.Amerika’dan başlamak üzere gelişmekte olan ülkeler altın rezervlerini arttırarak para basmıştır. Abd doları ve gelişmiş ülke para birimleri değer kaybetmeye başlamıştır.Opec (Petrol İhraç Eden Ülkeler) ülkelerinin en büyük müşterisi olan bu gelişmiş ülkelerin para birimlerinin değer kaybetmesi, petrol ihraç eden ülkelerin gelirlerinin azalmasına sebep olmuştur.Opec ülkelerinin ortaklaşa aldığı karar ile petrol fiyatlarını altın fiyatına endekslemişlerdir.Yıllardır 35 ons/dolar’a sabitlenmiş olan altın fiyatları ise yükselme eğiliminde olmuştur.Amerika’da ki resesyona petrol fiyatlarından kaynaklanan enflasyonist baskı eklenince stagflasyon kökenli kriz ortamı meydana gelmiştir.
6 Ekim 1973 tarihinde Mısır ve Suriye İsrail’e savaş açarak Yom Kippur savaşını başlatmıştır.Bu savaşta Amerika ve diğer Avrupalı ülkeler İsrail tarafını desteklemiştir.17 Ekim tarihinde Opec’in Arap üyeleri batılı ülkeleri cezalandırmak için önce Amerika ve Hollanda’ya daha sonra ise Batı Avrupa ve Japonya’ya petrol ihracatına ambargo koymuştur.Petrol arzını azaltan bu ülkeler talep sabit kalınca petrol fiyatlarının daha da yükselmesine sebep olmuşlardır.Bu ambargo ile enflasyon ve durgunluk stagflasyon ile anılacak ve 1980 yılına kadar Dünya’ya hakim olacaktır.
Altın fiyatları bu dönemde enflasyon baskısı ve maliyet artışları ile artışa geçecektir.35 ons/dolar ‘dan başlayan bu hareket Hunt Biraderlerin 1979 yılında ki Gümüş Spekülasyonu ile 850 ons/Dolar seviyesine kadar ulaşacaktır.
Şekil 4. 1970-1980 Stagflasyon Dönemi Altın Fiyatları
Şekil 4’te görüldüğü üzere altın standardının terk edilmesi ve altın fiyatlarının dalgalanmaya bırakılması sonucu altın fiyatları 1975’te 200 dolar civarına yükselmiştir.1979 yılında gümüş fiyatlarında yaşanan spekülatif hareket ile birlikte 850 doları görmüştür.
2008 Küresel Finans Krizi ve Altın Fiyatları ilişkisi
2008 Küresel Finans Krizinden sonra yatırımcılar Altını tekrar keşfetmeye başlamışlardır.Özellikle kriz sonrası FED ve ECB’nin uyguladığı genişletici para politikaları ile düşük faiz ortamı altındaki fiyat artışını hızlandırmıştır.Bankalar bedava para denilen bu ortamda reel sektörden ziyade emtialara ve sermaye piyasalarına akıttıkları para ile altına Ekim 2008’de başlayan ve 3 yıl süren bir ralli yaşatmışlardır.
Yaşanan bu rallinin gerekçesi olarak ;
- Sıfır faiz ve genişletici para politikasının oluşturacağı enflasyonist ortama karşı en iyi korunma aracı olması fikri,
- Sürekli değişen kurlara karşı geleneksel değer saklama aracı olarak görülmesi ,
- Doların diğer para birimlerine göre değer kaybetmesinin altın fiyatlarını “matematiksel olarak” yükseltmesi, yani altının fiyatının dolar bazlı olarak artması,
- Altına yatırım yapan özellikle hedge fonların Spekülatif hareketleri ve manipülasyon olacak kadar artması,
- Altının çıkarma maliyetlerinin 1100 dolar olarak yapılan hesaplamalar,
- 1980 yılında 850 doları bulan altın fiyatlarının enflasyon oranları eklenerek yeniden hesaplanması ile bugün kü fiyatlarının 2400 dolar civarında olması gerektiği düşüncesi ileri sürülmüştür.(Ağaoğlu,2011,2012,2013)
Şekil 5. 2008 -2013 yılları Dünya Altın fiyatları
Düşük faiz ortamı yatırımcıların risk iştahını arttırmış ve emtia piyasalarında rallilerin yaşanmasına sebep olmuştur.Özellikle hedge fonlar ve yatırım bankalarının, emtia piyasalarında yaptıkları alımların, altının tarihi yüksek seviyesi olan 1922 doları görmesine sebep olduğu düşünülmektedir.FED’in tahvil alımları reel sektörü canlandırmayı ve işsizliği azaltmayı amaçlamış olsada Avrupa’da yaşanan kriz ve bankaların birbirine olan güvensizliği bedava para paketlerinin emtia ve sermaye piyasalarına ralliler yaşatmıştır.
Dünyanın neredeyse her kıtasında altın arama ve çıkarma işlemleri sürmekte ve madenler işletilmektedir.Altının en ucuz çıkarma maliyeti ons başına 290 dolar iken en yüksek çıkarma maliyeti ise 1500 dolardır.Her ne kadar 2000 sonrasında artan petrol fiyatları altın çıkarma maliyetlerinin yükselmesini sağlasada Dünyada çıkarılmayı bekleyen bütün altınların yeryüzüne çıkarılma maliyeti 800 ons/dolar çıkmaktadır.Bu maliyetlerin içerisinde en verimli ve verimsiz madenler dahil edilmiştir.
Çizelge 5. Tespit Edilen Altınların Madenlerden Çıkarılması
Çizelge 5’e göre Dünyada tespit edilmiş çıkarılmayı bekleyen 1.5 milyar ons altın bulunmaktadır.Bu altınların bölgesel çıkarma maliyetleri ve çıkarılmayı bekleyen 1.5 milyar ons hesaplandığında bir ons altın çıkarmanın maliyeti ortalama 778 Usd olarak bulunmaktadır.Tespit edilmiş çıkarılmayı bekleyen altın madenlerinin toplamı 46.500 ton’u bulmaktadır.
Altın fiyatlarının 1980 yıllarına 850’i doları görmesinde Hunt biraderlerin Gümüş fiyatları üzerine oynadığı manipülatif hareket sebep olmuştur.Amerikalı Hunt biraderlerin Altın yerine gümüşü tercih etme sebeplerinden bir tanesininde Amerikan vatandaşlarının altın almalarının yasak olması ,gümüşün ise serbest olmasıdır.6 Usd’den başlayan gümüş hareketi 48.7 Usd’yi görmüştür.Altın fiyatları ise 160 Usd’den 850 Usd’ye kadar bir ralli yaşamıştır.O tarihte Hunt biraderlerin dünyadaki gümüş stoğunun 3’te 1’ini ellerinde tutacak kadar büyük bir manipülatif yatırım yaptıkları düşünülmektedir.Bu işin sonunda ise Comex’in gümüş piyasası üzerine getirdiği kurallar sonucu yaklaşık 1.7 Milyar Usd zarar etmişlerdir.Gümüş Perşembe olarak anılan gün gümüş kontratları bir günde %50 değer kaybetmiştir.Bu olaydan sonra altın fiyatlarıda gümüş fiyatları ile beraber düşmeye başlamış ve 250 Usd/Ons civarlarına geri çekilmiştir.Bu hesaplar ile altının asıl enflasyon hesaplamaları yapılması gereken fiyatı 140 dolar civarı olması gerekmektedir.
Altın fiyatlarının 35 Dolara sabitlendiği Bretton Woods’u baz alırsak Amerikan enflasyon farkı eklendiğinde altının 2014 yılındaki değeri 462 dolar,1979 yılında ki spekülatif hareket öncesindeki 160 dolarlık fiyatı baz alırsak ise 524 doları bulmaktadır.
Dünya enflasyon ortalaması ile yapılan hesap göz önüne alındığında bile 160 dolarlık fiyat 2014 yılında 1090 dolara ulaşmaktadır.Hiperenflasyon yaşayan ülkelerin dünya ortalamasını yükselttikleri düşünülürse Amerikan enflasyonunu baz almak daha mantıklı olacaktır.
Sonuç
Altın yaklaşık 7000 yıldır insanlık için çok önemli bir maden olmuştur.2600 yıldır para sisteminin temelini oluşturan bu maden hem elementsel özellikleri ile endüstri, geleneksel ve kültürel değeri ile doğu toplumları, merkez bankaları için uluslararası rezerv görevi ve enflasyona karşı değer muhafaza özelliği taşıması sayesinde ekonomi için her zaman önemini korumaktadır
Günümüz finans piyasasında vadeli işlemler sebebi ile fiyatlanması spekülatif hareketlere açık olması sebebi altın fiyatlarıda balon fiyat oluşumları olabilir.Bu sebeple altın; gümüş, bakır , platinyum gibi bir emtia olarak ele alınmalıdır.Altın fiyatlarını etkileyen bir çok sebep olmasına rağmen altın fiyatı tarihsel ortalamalardan uzaklaştığında yatırımcıların daha dikkatli olmaları gerekmektedir.Serbest piyasada fiyatlar maliyete yakın oluşmaktadır.Altın piyasasıda serbest piyasada işlem gören bir emtia olduğundan fiyatlar enflasyona karşı duyarlı olarak hareket edecektir.Enflasyon karşısında korunmak isteyen yatırımcılar fiyatlar ortalamalardan çok uzaklaşıldığı zamanlarda spekülatif veya manipülatif risklere dikkat etmelidir.
Uzun vadeli yatırımcılar ise altın yatırımları için enflasyon, yeni madenlerin keşfi, altın madenciliğinde yeni gelişmeler ve merkez bankalarının altın stoklarında yaptıkları alış ve satışları hesaba katmaları gerekmektedir.
Ek bilgi
“ Türkiye’de Altın Fiyatlarının Hesaplanışı ”
Dünya’da her ne kadar altın fiyatları artış veya azalış kaydetse de Türkiye’de altın alacak hanehalklarını, yatırımcıları gr/Tl fiyatı ilgilendirmektedir.Altın da ithalata konu olan bir ürün olduğundan ve dolar üzerinden değerlendirildiğinden dolayı altın hesaplamalarında ons cinsinden fiyatı kadar dolar/Tl kuru da altın fiyatını etkilemektedir.
1 Gram altın için 1 Ons altının fiyatını / 31,1034768 sayısına böldüğümüzde dolar cinsinden karşılığını buluruz.Daha sonra ise çıkan değeri o an ki dolar/tl kuru ile çarptığımızda bizlere 1 gram altının fiyatını verecektir.
Örnek olarak : 07.10.2014 tarihinde Uluslararası piyasada altının onsu 1205 Dolardır.Yine piyasa da Dolar/TL kuru 2,719’dur.
Hesabımıza göre : 1205 / 31,1034768 * 2,719 = 89,60 TL 1 gram altının Türkiye’deki fiyatını göstermektedir.
Türkiye’de gram altın fiyatlarını dünyada meydana gelen arz ve talep değişmeleri ile Türkiye’de ki döviz kurlarında ki değişim belirlemektedir.
“ Gram altın hesabı mı? Cumhuriyet altını mı? kararı“
Son zamanlarda TCMB yastık altındaki altınları ekonomiye kazandırmak istediği için altın hesaplarını teşvik etmektedir.Türk yatırımcılarda tarihsel olarak gelenek ve görenek çerçevesinde altını mücevher olarak veya Cumhuriyet altını şeklinde saklamaktadır. Cumhuriyet altını alış-satış komisyonları ;gram altın hesabına göre daha yüksektir ve alım-satım yapacak yatırımcılara ek maliyetler yüklemektedir.Altına yatırım yapacak ve spekülatif fiyat hareketlerinden para kazanmayı amaçlayan bireylerin alış-satış farkları daha az olan ve 24 saat işlem yapılabilen gram altın hesaplarını tercih etmeleri daha doğru olacaktır.
Açıklamalar:
ECB: European Central Bank (Avrupa Merkez Bankası)
BOJ: Bank of Japan (Japonya Merkez Bankası )
FED: Federal Reserve (Amerikan Merkez Bankası )
ONS: 31,1034768 Gram’a karşılık gelen ölçü birimi
TCMB: Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası
USD: Dolar
OPEC : Organization of Petroleum Exporting Countries (Petrol İhraç eden Ülkeler)
Kaynakça:
- Bank of America Merrill Lynch “Global Gold and Precious Metals :”
- TOPÇU Ayhan , 2010 “Altın fiyatlarını etkileyen faktörler Sermaye Piyasası Kurulu Araştırma Raporu”
- DUYAR Metin, “Altın Arzını Etkileyen Faktörlerin Altın Fiyatları Üzerindeki Etkisi ;Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi Volume: 3 Issue: 14 Fall 2010”
- GÖKDEMİR Levent ve ERGÜN Suzan , 2007 “Altın Fiyatlarındaki İstikrarsızlığın Altın Ticareti Üzerindeki Etkisi: Türkiye Örneği; Journal of Yaşar University Cilt 2,Sayı 5, Sayfa 461-476”
- AĞAOĞLU Ali , 2011 “Yılın Altın yazısı “ Vatan Gazetesi